Başkalarına ilham vermek istemez misin?

Başkalarını motive etmek, hedeflerine ve hayallerine ulaşmanın kritik bir parçası. Başarılı bir ilham kaynağı olmanın dört seviyesi var, bu seviyeleri iş dünyasından aşina olduğun terimlerle anlatalım:

Birinci Seviye: Çalışan

İlham kaynağı olmanın başlangıç seviyesini bir çalışan olmak gibi düşünebilirsin. Çalışanlar işlerini iyi yaparlar, ekstra bir şey talep etmez ya da istemezler. Konu ilham vermek olduğunda kendilerinin iyi oldukları konularda az da olsa ilham kaynağı olabilirler.

İkinci Seviye: Görünmeyen Yönetici

Tutkuları nedeniyle diğerlerinin ne düşüneceği korkusunu yenebilen insanlar... Spot ışıklarını ya da daha fazla sorumluluk istemezler ancak etkilerinin de hissedilmesini isterler. Konu ilham vermek olduğunda birinci seviye ilham kaynaklarından daha etkilidirler.

Üçüncü Seviye: Sahnedeki Yönetici

Bu tarz kişiler genelde işlerinin başarısıyla tanınan ve bu başarıları sayesinde başkalarını etkileyebilen savaşçılardır ve gerçek bir efsane olma yolunda ilerlerler. Dinleyicilerini etki altına alma da ve ilham verme de oldukça başarılıdırlar.

Dördüncü Seviye: İlham Kaynağı

Bu seviye ilham veren kişinin ulaşabileceği en üst seviyedir, çevresine güç ve ilham veren bir efsanedir. Geçmiş hatalarından gerçek anlamda ders alıp bu derslerini hayatta karşısına çıkan ya da çıkabilecek tüm sorunlar karşısında kullanabilen kişilerdir.

Hatalarından çekinmeden konuşabilenler çevrelerindeki insanları da harekete geçirir ve farkında olmadan onlara ilham vermiş olur.

Başkalarına ilham vermek aslında çok basit. Kendi yaptığın hatalardan sesli olarak bahsedebilmek dinleyen insanları kalbinden vuracaktır. Kim olduğun, nereden geldiğin, mesajının dünyaya ve etrafındaki insanlara ne ifade ettiği senin ilham verme yeteneğini oluşturan etkenler.

Bu konuda Küçük Prens kitabının yazarı Antoine de Saint-Exupéry’nin şu sözlerini hatırlamakta yarar var: “Eğer bir gemi inşa etmek istiyorsan, insanları odun toplamak için çağırma ve onlara görev dağıtıp iş verme. Onun yerine onlara denizin sonsuz büyüklüğünü arzulamayı öğret.”