Bu kitaplarla zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksın

Son günlerde hepimiz evde daha fazla zaman geçirmeye başladık. Sosyal hayatımızdaki yoğunluğa ara verdik, böylelikle de aslında “evde hiç zamanım” olmuyor dediğimiz pek çok şey için zamanımız olmaya başladı. Mesela kitap okumak gibi...

Ne zamandır kitap okumaya yeterince zaman ayırmadığını düşünüyorsan ya da bir kitap kurduysan ve kitap önerilerine ihtiyacın varsa senin için birbirinden sürükleyici, zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağın; yaşadığın zamanı, dünyayı unutturacak kitapları seçtik. 
Kitabını alıp biraz yaşadığın dünyadan uzaklaşmaya, yepyeni maceralara karışmaya ne dersin?

Ben Kirke – Madeline Miller
Pek çok internet sitesinde, gazetede ve dergide yılın en iyi kitabı seçilen Ben Kirke ile mitolojik karakterler ezberleri bozuyor ve bambaşka bir şekilde karşımıza çıkıyor. 
“Onun üstünde hiçbir hak iddia edemezdim, bunu biliyordum. Ama yalnız bir yaşamda, bir başka ruhun sizinkinin yanına damladığı ender anlar vardır, yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürünüp geçmesi gibi.”

Sen Ben Biz – Laura Barnett
Paralel evren hikayelerini sevenleri böyle alalım! Laura Barnett’in bu, çok satan romanı romantik bir hikayeye birazcık da bilimkurgu karıştırıyor. 
Eva ve Jim karşılaştıklarında 19 yaşındaydılar. Yaptıkları seçimler onları ayırana kadar da beraberdiler. Sen Ben Biz’de üç farklı karar, üç farlı gelecek karşımıza çıkıyor.
“Kendi kendine bir kafes yaptın. Dışarı çıkmak imkansız zannediyorsun. Ama imkansız değil. Sadece kapıyı açman gerek. Seçme şansı olan her şanslı insan gibi.”

Kan ve Gül - Alper Canıgüz
Cehennem Çiçeği, Oğullar ve Rencide Ruhlar, Tatlı Rüyalar, Gizli Ajans gibi birbirinden eğlenceli ama bir o kadar da esrarengiz romanlardan sonra Alper Canıgüz bu defa da Kan ve Gül ile okuyucuları yepyeni bir maceraya davet ediyor. 
Fantastik polisiye türünü sevdiren Canıgüz’den Kan ve Gül’ü okurken sadece bir cinayeti çözmeye çalışmakla kalmayıp, aynı zamanda da biraz daha içine dönüp kendinle hesaplaşabilirsin.
“Evlendiğim ve boşandığım tarih, nikah dairesindeki memur ve avukatımızın tuhaf ve müşterek bir cilvesiyle, aynı güne denk gelmekteydi. Doğum 17 Ocak 1995, ölüm 17 Ocak 2004. Dokuz sene; flört dönemimiz de hesaba katılınca, on altı. Flört ne demekse? “Ayrılık acısından kurtulmak için gereken süre, birlikte geçirilenin yarısı kadar” demişti bir arkadaşım Nergis’le boşandığımızda. O zamanlar sekiz seneyi kendimi öldürmeden ya da ne bileyim, en iyi ihtimalle aklımı kaçırmadan geçirebileceğime pek ihtimal vermemekteydim ya, yuvamızın yıkılışının onuncu sene-i devriyesini geride bıraktığım günlerde, o arkadaşımın bu teoriyi belki de beni teselli etmek için uydurduğunu  düşünmeye başlamıştım. Çünkü bu aşkın, bu sevdanın üstünden kış geçiyor, bahar geçiyor, yaz geçiyor, ömür geçiyor lâkin kalbimdeki yara geçmiyor, geçemiyordu.”

Dublörün Dilemması – Murat Menteş
Daha önce Murat Menteş’in bir romanını okudun mu bilemiyoruz ama Dublörün Dilemması yazarın belki de gelmiş geçmiş en sürükleyici romanı desek yeridir. Romanda yer alan karakterlerle bol bol gülerken olayların hızla gelişmesine ayak uydurmakta biraz zorlanabilirsin. Eh, iyi bir kitap okumanın da zahmetli tarafları olacak tabii...

“- Kaç yaşındasınız?

- Onsekiz.

- Hımmm, onsekiz... Dilimizdeki en güzel kelime.

- İnsanlarla hep böyle mi konuşursunuz?

- Evet. Biri Shakespeare'le aynı gezegende yaşadığımızı hatırlamalı.”

Mütevazı Bir İntikam – Bahadır Cüneyt Yalçın
Su gibi akıp giden bir roman daha! Eski Karım Uzaya Gidiyor’dan sonra Bahadır Cüneyt Yalçın, ikinci romanı Mütevazı Bir İntikam ile de güldürmeye devam ederken soluk kesen bir roman ortaya çıkarıyor. Üç ana karakter etrafında dönen olaylarla kitap; biraz romantik, oldukça sevimli ama en çok da merak uyandırıcı satırlarıyla favorilerin arasına girecek.

“Seni ne kadar mı seviyorum? Bu soruyu sorduğun çocuk, kollarının buna cevap vermek için fazla kısa olduğunu bilemez. Benim kollarım bir ahtapot kadar çok olsa, Müfettiş Gadget gibi uzayabilse bile sana toplamak istediğim çiçekleri, sana getirmek istediğim kuşlokumlarını, bütün lunaparklardan senin için toplamak istediğim oyuncakları asla kucaklayamaz. Bazen senin bir su bardağına konmuş kahvaltı çayı olduğunu varsayıp dokuz canlı, hatta yüz seksen canlı bir bisküvi olmak isterim; sana bandırılayım ve yumuşayıp içine düşeyim. Ziyanı yok, kalan canlarımla birlikte sonsuza kadar bu oyunu oynayabilirim. 
Sen gülünce cumartesi olur, çizgi filmler başlar. Sen gülünce balkon serinler. Sen gülünce dersler biter, aşıcılar gelmekten vazgeçer. Sen gülünce perde açılır, kızılderililer hiç ölmez. Sen gülünce cereyanlar gelir, Metin gol atar, Rıdvan sahalara döner. Kardan kapalı yollarına bahar gelmiş köylü nasıl kucaklıyorsa öyle kucaklıyorum seni."

Az – Hakan Günday
Kinyas ve Kayra, Daha, Malafa gibi kitaplarıyla yeraltı edebiyatının parlak isimlerinden biri haline gelen Hakan Günday Az ile okuyanları yine etkilemeyi başarıyor. Gerçekçi tasvirleri, sıra dışı olay örgüsü ile Az’ın şimdiye kadar okuduğun en etkileyici kitaplar arasına gireceğinden şüphen olmasın.

“Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.”

Komplo – Sidney Sheldon
2007’de hayatını kaybeden Amerikalı yazar, döneminin en iyi polisiye yazarlarından biriydi. Sheldon’ın hangi kitabını okursan oku bitirene kadar elinden düşürmek istemeyeceğin olaylarla seni kendine bağlayacağı kesin. Komplo da tam olarak böyle bir kitap. Henüz bu yazarla tanışmadıysan Komplo ile başlayabilirsin. Yazarın hemen hemen 40’a yakın kitabı bulunmakta...

Narnia Günlükleri – C. S. Lewis
Kült yazarlar ve eserler denilince ismini sık sık duyabileceğin C. S. Lewis’i önermesek olmazdı. Pek çoğumuzun beyaz perdeden aşina olduğu Narnia Günlükleri’ni ik elden, yaratıcısından bir de  okumaya ne dersin? Sinema dünyasının başarılı uyarlamasına rağmen tabii ki de kitaplarda hayran kalacağın çok daha fazla detay karşına çıkacak. Bu büyülü dünyaya daldığında oradan çıkmak istemeyeceksin.

Otostopçunun Galaksi Rehberi – Douglas Adams
Edebiyat dünyasının bir başka kült eseri daha karşımızda. Kıvrak zekalı yazar Douglas Adams’ın yarattığı muzip dünyada maceraya dalmak için daha ideal bir zaman olamaz. Normalde 5 kitaptan oluşan ancak kimi yayınevleri tarafından birleştirilerek yeniden okuyucu karşısına çıkan Otostopçunun Galaksi Rehberi, fantastik türün en önemli kitapları arasında yer alıyor. Bu kitabı okuduktan sonra “dünya havlu günü” senin için çok daha anlamlı bir hale gelecek.

“- Biliyor musun; böyle zamanlarda keşke annemi dinleseydim diyorum.

- Neden, ne derdi sana?

- Bilmem hiç dinlemedim ki.”

Kıyamet Gösterisi – Neil Gaiman
Neil Gaiman’ın edebiyat dünyasının yaşayan efsanelerinden biri olduğunu söyleyenler var ve pek de abartmış sayılmazlar. Çizgi roman ve bilim kurgu dünyasını mizahla birleştiren, yarattığı cümlelerle okuyucularını hayran bırakan Neil Gaiman, Kıyamet Gösterisi ile bir melekle şeytanın beraber nasıl çalışabileceğini yarattığı ilginç olay örgüsüyle beraber gösteriyor.

“Tarihteki pek çok zafer ve trajedinin insanların iyi ya da kötü olmasında değil. İnsan olmasından kaynaklandığını bilmek, İnsanları anlamaya yardımcı olacaktır.”

Kitap okumak için biraz zaman ayırmak istersen bu kitapları okuma listene alabilirsin. Zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak ve kendine yepyeni dünyalar bulacaksın. C.S. Lewis’in de dediği gibi: “Yalnız olmadığımızı bilmek için okuruz.”

O zaman okuyalım!