Erteleme alışkanlığı ile başa çıkmanın yolları

Küçükken derse başlamamak için her türlü bahaneleri yarattık; bir anda kitaplığı düzenlemeye karar vermek, bütün kalemlerin uçlarını açmak, odayı toparlamak gibi… Büyüdük ve şimdi de işe başlamamak için bahaneler yaratmaya başladık.  “Bunu daha sonra yaparım” cümlesi çalışmaya başlamadan önce en çok kullandığımız cümlelerden biri oldu.

Aslında öncelikle “yapılması gereken bir işe başlamak sizin için neden bu kadar zor” diye sorgulayabiliriz:

Yaptığınız iş anlamsız geliyor olabilir: Eğer bir iş sizin için anlamlı değilse, o işe başlamak için yeterli motivasyonu bulmakta zorlanmanız çok normal.

Mükemmeliyetçilik: Eğer kendinize zorlu hedefler koyup beklentilerinizi gerçeklikten uzaklaştırdıysanız o işi yapmadan cesaretinizi kaybedersiniz.

Değerlendirilme kaygısı: Yaptığınızın işin birileri tarafından değerlendirilecek olması sizi kaygılandırabilir ve işinizi geciktirebilir.

Belirsizlik: Sizden ne beklendiğini anlamamış olabilir, karşı tarafın beklentilerinde tutarlık göremediğiniz için kafanız karışmış olabilir ve ne yapacağınızı bilemiyor olabilirsiniz.

Bilinmezlik: Daha önce hiç deneyimlememiş olduğunuz hatta herhangi bir fikrinizin olmadığı bir konuda çalışmanız gerekiyor olabilir.

Bütün bu nedenlere ek olarak bir de gerçekçi olmayan varsayımlarda bulunuyorsak erteleme eylemini başarıyla gerçekleştirmiş oluyoruz:

- Bir işinizi görmezlikten geldiğinizde o iş yok olacakmış ve yapmanız gerekmeyecekmiş gibi davranıyorsanız… Örneğin; sizden beklenen bir sunumu siz hazırlamadıkça o sunumun yapılması gerekmeyecek.

- Bir iş için yapılması gerekenleri yeteneklerinize fazla güvenerek küçümsüyorsanız… 5 saatte ve pek çok kişiyle iletişime girerek hazırlamanız gereken bir raporu 1 saatte bitirebileceğinizi düşünüyor olabilirsiniz.

- Aramanız gereken bir müşteriyle iletişime geçmek yerine iş arkadaşlarınızla sohbet etmeyi tercih ediyorsanız ve günün sonunda mesai saatlerini bu işi yapmadan bitiriyorsanız…