Kameranın arkasındaki kadınlar

Günümüzde bir ânı kaydetmek ve fotoğraf çekmek çok kolay. Hepimiz telefonlarımızla, teknolojinin son nimetlerinden yararlanıyor ve istediğimiz an pek de zorlanmadan fotoğraf çekebiliyoruz. 

Ancak eskiden işler bu kadar kolay değildi. Dünya dijitalleşmeden çok önce henüz analog makinelerin kullanıldığı, filmlerin sarılıp sayıldığı bir dönemde yedi kadın fotoğrafçı tarihte iz bırakacak işlere imza attı, pek çok imkansızlığa ve sınırlara meydan okudu. Şimdi, kameranın arkasındaki bu öncü kadınlara bir göz atalım:

Julia Margaret Cameron (11 Haz 1815 - 26 Ocak 1879)

Julia Margaret Cameron için her şey 1863 yılında, 48 yaşındayken kızı tarafından hediye edilen fotoğraf makinesiyle başladı. Cameron, özellikle o zamanın ünlülerinin portreleriyle tanırdı.

Yumuşak odak kullanımı ve fotoğrafçılığa bir bilim olarak (ıslak kolodiyon sürecini manipüle ederek) bir sanat olarak yaklaşımı, eserlerinin farklılaşmasını sağladı.

Martha Holmes (7 Şub 1923 - 19 Eylül 2006)

Holmes, çalışmaya başladığında University of Louisville ve Speed Art Museum'da sanat okuyordu. İşe alındı ve renkli fotoğraflar çeken bir fotoğrafçıya asistanlık yapmaya başladı, ancak kısa sürede II. Dünya Savaşı'nda fotoğrafçıların hizmete çağırıldığı dönemde siyah-beyaz bir fotoğrafçı oldu.

Eylül 1944'te Holmes, Life dergisine geçti. Ve Life'ın üç fotoğrafçısından biri oldu. İki yıl sonra New York'a döndü ve hayatının geri kalanını orada sürdürdü. İki kapak fotoğrafı çektiği Life için çalışmaya devam etti ve 1950 yılında ülkedeki ilk 10 kadın fotoğrafçıdan biri seçildi.

Frances Benjamin Johnston (15 Oca 1864 - 16 Mayıs 1952)

Frances "Fannie" Benjamin Johnston, en eski Amerikalı kadın fotoğrafçılardan ve foto muhabirlerinden biriydi. Başkan ve ailesinin portreleri, Susan B. Anthony, Mark Twain ve Booker T. Washington gibi zamanın ünlülerini kadrajına aldı. Johnston, kadınların yeni fotoğrafçılık sanatındaki rolünün her zaman savunucusuydu.

Dorothea Lange (26 Mayıs 1895 - 11 Ekim 1965)

Dorothea Lange, Çiftlik döneminde etkili bir Amerikan belgesel fotoğrafçısı ve foto muhabirdi.

Lange, fotoğraflarıyla Büyük Buhran'ın sonuçlarının toplumsal yansımalarını etkileyici bir şekilde yansıtmayı başardı.

Margaret Bourke-White (14 Haziran 1904 - 27 Ağu 1971)

Margaret Bourke-White “ilklerin” fotoğrafçısıydı: İlk Amerikan kadın savaş muhabiri ve fotoğraf çekmesine izin verilen ilk yabancı fotoğrafçı olarak biliniyor.

Hansel Mieth (9 Nis 1909 - 14 Şub 1998)

Almanya doğumlu Hansel Mieth, 15 yaşında evden kaçtı ve 1930'da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmeden önce sevgilisi ve fotoğrafçı Otto Hagel'e katılmak için fabrika işlerinde çalıştı.

Çift, kendilerini Büyük Buhran'ın ortasında buldu ve birkaç yıl boyunca göçmen çiftlik işçisi olarak çalıştı. Bu süre zarfında ikinci el bir Leica kamera aldıktan sonra, acımasız çalışma koşullarını ve etraflarında gördükleri acıyı fotoğraflamaya başladılar. San Francisco, Sacramento ve çalıştıkları kırsal kasabalarda, işçi grevlerinin ve çalışan evsizlerin fotoğraflarını çektiler.

Berenice Abbott (17 Tem 1898 - 9 Aralık 1991)

"Dünya bağımsız kadınlardan hoşlanmıyor, neden, bilmiyorum ama umurumda da değil" - Berenice Abbott

Berenice Abbott, New York City mimarisinin ve kentsel ortamın siyah-beyaz fotoğrafçılığıyla tanınan Amerikalı bir fotoğrafçıydı.

Fotoğrafları, 1930'ların New York'unun zıtlıklarını içeriyor; aşırı yoksulluk ve zenginlik, neşe ve üzüntü, anıtsal binalar ve onların içinde yaşayan bireyleri gösteriyordu.