Verimliliğin yanında biraz da odaklanmayı konuşalım

image

Üretkenliğini artırmak için benzer ipuçlarına sahip bir sürü içerik görmüşsündür: bir program yap, giyin, belirlenmiş bir çalışma ortamına sahip ol ve yeterince uyuduğundan ve egzersiz yaptığından emin ol. 

Gerçek ise biraz daha karmaşık. İyi haber şu ki, gerçeklerle yüzleşmeye ve bir odaklanma pratiğine başlamaya istekliysen, hem işte hem de günlük yaşamında göreceğin gelişmeler katlanarak artacaktır. Öyleyse gerçeklere bir bakalım:

Odak bir durumdur, sonuç değil

Nasıl daha iyi odaklanılacağını anlamak için, odaklanmanın ne olduğuna dair daha net bir tanıma ihtiyaç var.

Genellikle konu odaklanma olduğunda, çoğunlukla deneyimin kendisinden değil, odaklanmanın sonuçlarından bahsedilir. Odaklanma ile ilgili mevcut konuşmaların çoğu başlamadan önce kendisini zayıflatıyor, çünkü odaklamayı gerçekten büyütmek ve geliştirmek yerine kullanmaya çalışıyor. Odaklanma, üretkenlik sağlayan bir nesne gibi ele alındığı sürece, hiç kimsenin alışkanlıkları (veya aslında üretkenliği) kökten değişmeyecek.

Bir düşünsene odaklanmaya ulaşmak "odaklanmak için 5 ipucu"nu takip etmek kadar basit olsaydı, şimdiye kadar herkes aydınlanmış ve odaklanmış varlıklar olmaz mıydı? Odak, gün içinde daha fazla iş yapmak veya her e-postayı yanıtlamak değildir. Peki nedir?

Bu anlayışta odaklanma, bir sonuç değil, bir süreçtir. Optimal bir durumdur. Sonuçlardan ziyade durumlarla ilgili sorun, bunların ölçülmesinin daha zor olmasıdır. Ancak iyi haber şu ki, daha yüksek bir odak durumuna ulaşmak, çevre, bağlam veya dikkat etmek istediğin şey ne olursa olsun herkes için mümkündür.

Odaklanma, kararlarına güvenmek demektir

Odaklanma, seni kendin dışındaki şeylere anlamlı bir şekilde bağlayan şeydir. Sevdiğin biriyle bir diyaloğa, hobi olarak yaptığın bir projeye ya da işyerindeki bir şeye odaklandığında, tüm dikkatini ona verirsin. Bu, güvenmek ve içtenlikle kendini bir şeye teslim etmek anlamına gelir.

Odaklanmanın kendine güvenmeyi gerektirdiği gerçeği, çok az dikkat edilen kritik bir psikolojik yönüdür. Odaklanmayı sürdürmek, ilk kararının doğru olduğuna, en önemli olanı doğru bir şekilde değerlendirdiğine ve dikkatini oraya yönlendirdiğine güvenmektir. Bu nedenle odaklanma, kendine ve yargılarına ne kadar güvenebileceğinle sınırlıdır. Bir tür güven, sınır belirleme ve öz farkındalık biçimidir.

Önceliklerini listelemek, onları listeleyen sese güvenmiyorsan çok az şey ifade eder

Odaklanmanın tamamen dışsal bir fenomen olarak ele alınamayacağını ve görülmemesi gerektiğini fark etmek odaklanma pratiğini geliştirebilir.

  • Kararlarına güvendiğin ve güvenmediğin zamanlara dikkat et
  • Uzun süre üzerinde çalışabildiğin ve sürekli uzaklaşmak istediğin işlere dikkat et
  • Dış faktörlerin yaptığın iş hakkında ne hissettiğini nasıl etkilediğine dikkat et

Odaklanmada iyi olmak, odaklanma pratiğine odaklanmak demektir. Öyleyse dikkat et. Dikkatin en çok ne zaman dağılıyor? En çok ne tür bir dikkat dağıtmaya yatkınsın? Ve en önemli soru: Neden dikkatin dağılıyor?

Günümüz dijital ortamı belki de en büyük dikkat dağınıklığı sebeplerinden biriyken, nasıl faydalı bir odaklanma pratiği yapabilirsin?

Makul odaklanma hedefleri belirle: Yapılan araştırmalar herkesin günde en fazla 4 saat odaklı çalışabileceğini söylüyor. O zaman yapman gereken işin için en fazla odak gerektirenleri listelemek ve kendine bir 4 saat belirleyip dikkat dağınıklığına izin vermeyerek bu 4 saati en etkili şekilde kullanmak. Kalan çalışma saatlerini e-postaları yanıtlamak veya toplantı yapmak gibi işinin derin odaklanma gerektirmeyen diğer yönlerini ele alarak geçirebilirsin.

Konu nerede oturduğun değil, konu ekranında ne olduğu: Dijital çalışma ortamını bir şekilde düzenlemen çok önemlidir, bu sana odaklanma sağlayacağı gibi dikkat dağıtıcı unsurları da filtreleyecektir.

Akbank Kariyer sitesindeki tüm içerikler bilgilendirmeye yöneliktir ve kişiye özel çözüm özelliği taşımamaktadır. Burada sunulan bilgilerin kesin doğruluğu garanti edilmemektedir. Bu sitedeki bilgiler konunun uzmanına danışmadan uygulanmamalıdır.