Covid-19 ve iş sürekliliği

image

Teknoloji Yönetişimi ve Veri Teknolojileri Bölümümüzden Mustafa Dönmez iş sürekliliğinin önemini anlatıyor.

Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinden gelen görüntüleri şaşkınlıkla izliyorduk. Şehirde sokaklar boşalmıştı, bizler de gelişmeleri haber bültenlerinden ve sosyal medyadan hayretle takip ediyorduk.

Dünya Sağlık Örgütü de 11 Mart 2020 tarihinde o gün itibarı ile 110 ülkede vaka görülen Corona virüsü salgınını pandemi ilan etti. Pandemi, “Dünyada eş zamanlı olarak çok yaygın bir şekilde çok fazla sayıda insanı tehdit eden bulaşıcı hastalıklara” verilen isim. 

Pandeminin ilan edilmesi ile birlikte, kurumlarda iş sürekliliği ve kriz yönetiminin önemi bir anda arttı. Karşılaştığımız durum “Yeni Normal” olarak adlandırılıyor ve artık gerek çalışma hayatımız, gerek özel hayatımız COVID-19 pandemisi sonrasında ortaya çıkan duruma göre şekillenmek durumunda.

İş Sürekliliği ve Kriz Yönetimi kavramlarını tanımlarına değinerek, Yeni Normal’de önem kazanan bu kavramların nasıl yönetilmesi gerektiğine bir göz atalım. İş Sürekliliği, kurumun öncelikli ürün ve hizmetlerinin devamlılığını sağlamak; sağlanamadığın durumlarda önceden belirlenmiş kabul edilebilir kesinti süreleri içerisinde yeniden çalışır hale getirmek için sahip olunan kurumsal yetkinliktir. Bir kurumdan hizmet alan müşteriler, bu hizmetlerin sürekli çalışır durumda olmasını bekler. Kurum da öncelikli süreçlerini kurumun stratejisinde yer alan iş kurtarma planlarındaki önceliklere göre tekrar çalışır duruma getirir. Kriz Yönetimi ise, uygun yöntem ve sürelerde müdahale edilmemesi durumunda itibar, finans, yasal açılardan şirketi zarara sokacak olan krizlerin düzgün şekilde yönetilmesidir. İş Sürekliliği Yönetimi ve Kriz Yönetimi birbirine yakın iki kavram olmakla birlikte, kriz daha hızlı müdahale edilip çözülmesi gereken bir olay iken, iş sürekliliği daha ziyade bir yönetim sistemidir ve kriz yönetimi de iş sürekliliği yönetiminin bir parçasıdır. Hayat normal seyrinde devam ederken genelde çok fazla akla gelmeyen bu konular ise kurumlar için aslında hayat kurtarıcı bir “emniyet kemeri”dir. Tıpkı araba kullanırken her zaman emniyet kemerini takıp normal bir seyahatte hiç ihtiyaç duymadığınız halde, bir kaza durumunda hayatınızın kurtulduğu gibi, iş sürekliliği ve kriz yönetimi konusunda da eğer yeterli olgunluğunuz varsa rahat edersiniz.

COVID-19 Sonrası Kimler Kazandı?

  • İş Sürekliliği ve Kriz Yönetimi konusunda önceden hazırlıklı olanlar (İş Sürekliliği Planları, Acil Durum Planları, Kriz Yönetim Planları, vb)
  • Kriz esnasında hızlı ve çevik hareket edebilenler
  • Altyapısı sorunsuz çalışabilen, güvenlik açığı olmayan, dayanıklılığı yüksek olan kurumlar
  • Daha önce uzaktan çalışma, evden çalışma, görüntülü görüşme, VPN bağlantısı gibi altyapıları deneyimlemiş olan ve bu konuda yetkinliği olan kurumlar

COVID-19 Sonrası Kimler Kaybetti ?

  • Herhangi bir kriz ve acil durum hazırlığı olmayanlar
  • Bina bağımlılığı, ekipman bağımlılığı, kişi bağımlılığı nedeniyle esneklik sağlayamayanlar
  • Daha önce uzaktan çalışmayı hiç deneyimlememiş, tüm çalışanların mutlaka ofiste olması konusunda ısrarcı olmuş kurumlar
  • Dijital dönüşümü gerçekleştirememiş veya geç kalmış olanlar

COVID-19 krizinin getirdiği pek çok üzücü olayın yanında iş hayatı için oldukça önemli faydaları da oldu. Bu olumlu gelişmeleri şu şekilde sıralayabilirim:

  • İş Sürekliliği, acil durum yönetimi, kriz yönetimi gibi konuların öneminin ve görünürlüğünün artması
  • Resiliency (kurumsal dayanıklılık) kavramının gündemde üst sıralara yerleşmesi
  • Uzaktan çalışma, evden çalışma, dinamik ve çevik çalışma modellerinin bir daha gündemden düşmeyecek şekilde yerleşmesi
  • Ve tabii ki “Dijital Dönüşüm”ün gerekliliğinin artık sorgulanmaması

Hepinize sağlıklı günler, başarılı projeler ve mutluluklar dilerim.

Akbank Kariyer sitesindeki tüm içerikler bilgilendirmeye yöneliktir ve kişiye özel çözüm özelliği taşımamaktadır. Burada sunulan bilgilerin kesin doğruluğu garanti edilmemektedir. Bu sitedeki bilgiler konunun uzmanına danışmadan uygulanmamalıdır.